Düzenleme Kurulumuz, IV. Uluslararası Sözlük Bilimi Sempozyumu’nun konusunu sözlük biliminde tanımlama ve tanıklama olarak belirlemiştir.
Sözlükçülüğün bilim mi sanat mı olduğu tartışmasının en çok yoğunlaştığı alan aslında sözlüklerin tanım ve tanık bölümleridir. Tanımın eski tabirle efradını cami ağyarını mani bir biçimde yapılması, verilecek örneklerin de tanımı en açık biçimde ve kuşkuya yer bırakmadan tanıklayacak ve destekleyecek nitelikte olması gerekmektedir. Bundan dolayı ilk sözlükçülerimizin edebiyatçı olması rastlantı değildir.
Sözlüklerimizde tanımlama, özellikle son yıllarda üzerinde durulan, tartışılan bir alan hâline gelmiştir. XIX. yüzyılın son çeyreğine gelinceye kadar dönemin sözlükçülük anlayışı gereği kullanım sıklığı fazla olmayan, az bilinen sözcüklerin tanımlandığı, anlamını herkesin bildiği düşünülen sözcüklerin ise “malumdur, maruftur” denilerek kısaca açıklandığı görülmektedir. Türk sözlükçülüğünde Ahmet Vefik Paşa ile başlayan Şemseddin Sami ile devam eden dönemde ise sözlüklerimizde tanımlama konusu önem kazanmıştır. İlk fasikülü 1943 yılında yayımlanan ve baskısı 1945 yılında tamamlanan Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ünün birinci baskısından itibaren her baskısında tanımlama ilkeleri geliştirilerek bugüne ulaşılmıştır. Sözlüklerin elektronik ortama aktarılmasından sonra gerek söz varlığının gerek tanımların karşılaştırmalı bir biçimde incelenmesi sonucunda sözlük biliminin çeşitli alanlarında olduğu gibi tanımlamalar da sorgulanmaya başlamıştır.
Sözlüklerimizde tanımlama ve tanıklama uygulamalarının ele alınıp tartışılması; çağımızın sözlük bilimi yöntemleri ve ilkeleri doğrultusunda sözlüklerimizin tanım ve tanık bölümlerinin değerlendirilmesi Türk sözlükçülüğünde yeni ufukların açılmasını sağlamıştır. Özellikle Türkçe Sözlük’te sözcük türlerine ve kullanım alanlarına göre sözcüklerin tanımlanması ve tanıklanması üzerine sunulan bildiriler, gerçekleştirilen açık oturumlar, yapılan tartışmalar Türkçe Sözlük’ün yeni baskısının hazırlıklarına da katkıda bulunacaktır.
Genç meslektaşlarımızın sözlük bilimi alanında çalışmaya yönlendirmek amacıyla Türkçe Sözlük’te isim, sıfat, zarf vb. sözcük türlerinin, deyim ve atasözlerinin, birleşik sözcüklerin, argo, kaba konuşma, hakaret yollu vb. Türkçe Sözlük’te yer alan kullanım türlerinin; anatomi, bitki bilimi, felsefe, tıp, tiyatro vb. Türkçe Sözlük’te yer alan bilim, sanat ve spor terimlerinin tanımlanmalarının ve tanıklanmalarının beyin fırtınası biçiminde tartışılması toplantının amacına uygun gerçekleştirilmesini sağlamıştır.
Anlamlandırma içerisinde gönderme ilkeleri de bildirilere konu edinilebilir. Örneğin halk ağzında geçen bir sözün ölçünlü dildeki bir söze gönderilmesi durumunda izlenilen yöntemlerin ve farklı uygulamaların tartışılması sözlükçülüğümüz açısından yararlı olmuştur.
Örnek seçiminde edebî eserlerin türleri, yazar yelpazesi, örneklerden anlam çıkarım yöntemleri, örneklerin sözcük türünün belirlenmesindeki yeri, tanıklama yöntemleri ve ilkeleri üzerine değerlendirmeler de toplantının kapsamı içerisinde ele alınmıştır.
Bütün bu alt başlıklar göz önüne alındığında toplantımızda Türk sözlükçülüğünde tanımlama ve tanıklama üzerine sunulan bildiriler, Türk sözlükçülüğü alanında başvuru kaynağı niteliğini kazanacak ortak kitabın bölümlerini oluşturacaktır.