Merkezimizde yürütmekte olduğumuz İstanbul Ansiklopedisi Söz Varlığı veri tabanı çalışmasının deneme sürümü erişime açılmıştır.
Türk ansiklopedicilik tarihinde Reşad Ekrem Koçu’nun yayımlamış olduğu İstanbul Ansiklopedisi’nin çok özel bir yeri vardır. İlk baskısı 1944 yılının kasım ayında, ikinci baskısı 1958 yılının temmuz ayında fasiküller hâlinde yayımlanmaya başlanan ancak her iki yayımı da tamamlanamayan İstanbul Ansiklopedisi günümüzde koleksiyonerlerin, sahafların en çok peşinde koştuğu, az bulunan on birinci cildini konu edinen bir filmin bile çevrildiği nadir bir eserdir.
İstanbul Ansiklopedisi’ni bu kadar ayrıcalıklı kılan, nevi şahsına münhasır bir eser olmasıdır. İstanbul’un tarihini araştıran, bu konudaki kaynakları tarayan, belgeleri toplayan, eşsiz bir İstanbul arşivi oluşturan Reşad Ekrem Koçu, fethin beş yüzüncü yıl dönümünde yirmi dört ciltte tamamlanacak bir ansiklopedi çıkarmak düşüncesindeydi. “Tarihi sevdiren adam” olarak nitelenen hocası Ahmet Refik Altınay’ın izinden giden ve Türk tarihinin çeşitli dönemlerini konu edinen ilgi çekici yazılarıyla, kitaplarıyla tanınan Reşad Ekrem Koçu, İstanbul ile ilgili her şeyi kayıt altına almak, kendi ifadesiyle bir “İstanbul kütüğü” oluşturmak istiyordu. Ansiklopedinin tanıtımı için dağıtılan el ilanında “İstanbul Ansiklopedisi her şeyden evvel bu büyük beldenin üzerindeki Türk damgasını belirtir” sözleriyle şehrin Türk tarihinin, fethin beş yüzüncü yıl dönümü dolayısıyla ortaya konulacağı ifade edilmiştir.
Reşad Ekrem Koçu, İstanbul Ansiklopedisi’nin ilk fasikülünün arka kapağında eserin kapsamını şöyle belirlemiştir:
İstanbul’un bütün maddî ve manevî değerlerini, bütün yönlerini kayıt altına almaya çalışan Reşad Ekrem Koçu’nun eserinin önemi yok olan, bozulan, değişen kültür değerlerimizin gözümüzün önünde yitip gitmesiyle her geçen gün artmaktadır.
Yitip giden bir başka değer daha var: İstanbul Türkçesi…
Türk yazı dilinin kuralları belirlenirken İstanbul Türkçesinin alındığı bilinmektedir. Aradan geçen zaman içerisinde İstanbul Türkçesi de yitip gitmiştir. İstanbul Ansiklopedisi’nin pek çok maddesini tatlı üslubuyla kaleme alan Reşad Ekrem Koçu gibi dönemin tanınmış bilim ve kültür insanları, kalem erbabı yazdıkları maddelerle esere katkıda bulunmuşlardır. Koçu’nun bazı maddeleri de bizzat yazmasına karşılık müstear adlar kullandığı da bilinmektedir. Ansiklopedinin üslubunu korumak isteyen Koçu, “kalem arkadaşı” diye nitelediği yazarların gönderdiği maddelere de üslup birliği kaygısıyla müdahalelerde bulunmuştur. Kısacası 1944 yılında yayımlanmaya başlayan İstanbul Ansiklopedisi’nin İstanbul Türkçesi yazı dilinin geçen yüzyıldaki örneği olduğunu düşüncesindeyiz. Bu düşüncemizin sonucunda İstanbul Ansiklopedisi’nin birinci baskısına ait 33 fasikülü Merkezimizce bilgisayar ortamına aktarılmış ve hazırlanan bir yazılım aracılığıyla söz varlığı üzerinde araştırma yapılması için kullanıma sunulmuştur.
Bu çalışmada amacımız, dil bilimi, dil bilgisi ve sözlük bilimi araştırmacılarına İstanbul Türkçesinin örneği olabilecek bir söz varlığı kaynağı sunmaktır. Merhum Reşad Ekrem Koçu’nun ve eserinin telif haklarına saygımızın gereği, aranan sözlerin anlamını ortaya koyacak, eş dizimliliklerini gösterecek kadar birkaç sözcüklük bölümüne erişim sağlanmaktadır.
Bu çalışmamızın araştırmacılara yararlı olmasını dileriz.